Kemal Usta Waffle/Moda

Waffle deyince benim aklıma ilk gelen yer Kemal Usta olur.

Hem çeşit bolluğu hem de lezzetiyle diğer waffle yapan yerlerden ayrılıyor Kemal Usta. Yediğim diğer yerlerin hamurunda bir ağırlık oluyor nedense. Kemal Usta'da aklınıza gelebilecek her çeşit malzeme bulunuyor. Hatta son gittiğimde bulamadığım için üzüldüğüm tiramisulu pralin bile bulunuyordu.

Ben genelde meyve olarak sadece muz tercih ediyorum, çilek ve kiviyi yakıştırmıyorum waffle'a. Hatta bence sadece sütlü çikolata ve muzla yenerek bile harika bir lezzete sahip oluyor waffle.

Modaya her yolum düştüğünde gidip yiyorum oyüzden evet tekrar giderim.

Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Tarihi Sultan Ahmet Köftecisi/ Sultanahmet

Sultan Ahmet tarafına gelip de bir köfte yemeden gitmek olmaz değil mi? Çevredeki bütün köfteciler kendilerini tarihi ve gerçek olarak adlandırsalar da asıl Sultan Ahmet Köftecisi burası. 1920 yılında kurulmuşlar.

Menü bu şekilde girişte hemen kapıda yazıyor. Yalnız uyarayım kredi kartı geçmiyor, ödemeyi nakit yapıyorsunuz.

E doğal olarak Sultan Ahmet Köftesi ve fasülye piyazı aldık. Her porsiyonda 6 köfte var. Yanında kendi yaptıkları acılı ezmeden de ikram ediyorlar. Birde fasülye piyazı eklendi mi yeme de yanında yat.

Ayrıca içerde ünlü kişilerin yazdığı ufak notlar çerçevelenmiş bir şekilde duvarda asılı duruyor. Biz tesadüf eseri çok sevgili Cem Karaca'nın notunun önüne oturmuşuz.

 Tekrar giderim tabiki siz sormadan söyleyeyim.

Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

Haritada görmek için;

Kev Snack Express/ Kadıköy

Geçenlerde instagramda tesadüf eseri bir yer gördüm ve arkadaşıma gidip deneyelim diye tutturdum. Sağolsun beni kırmadı ve sonuç Kev Snack.

Rex'in sol sokağından girdikten sonra az ilerde sizi karşılıyor Kev. Aslında hoş bir havası vardı mekanın. Ayrıca içerde de sigara içebiliyorsunuz.

Arkadaşım Cheese Burger aldı ben de Barbekü Soslu Kanat aldım.

Hamburger gerçekten lezzetliydi. Hamburger yanında patates kızartması ile servis ediliyor.. Gidip tercih edilebilecek bir lezzet.

Keşke Barbekü Soslu Kanat içinde güzel şeyler söyleyebilseydim. Öncelikle bir porsiyonda 10 adet kanat,, patates kızartması ve biber-domates geliyor. En sevdiğim sos barbekü olmasına rağmen hayatım boyunca böyle ağır bir şey yemedim. Bildiğiniz vıcık vıcık sos içindeydi. Ellerim, yüzüm her yerim battı. Sos o kadar ağırdı ki tavuklar nasıl pişmiş fark edilmiyor bile.Kısacası verdiğimiz tek kuruşa değmedi.

Bir daha asla gideceğimi sanmıyorum. Ayrıca geçen hafta bir arkadaşım daha ziyaret etmiş ve porsiyonlardaki kanat sayısını sekize düşürdüklerini ve fiyatların arttığını söyledi. Bu şekilde müşteriyi kazıklamaya çalışan yerleri hiç sevmem.

 Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Happy Moon's/ Fenerbahçe

Çok değil daha 2 hafta önce Bahariye Happy Moon's'ta yediğim hamburgerden memnun kalmadığımı anlatmıştım. Evet dayanamadım yine gittim. Ama bi' sorun B neden gittin deyin. Gelin size anlatayım: Geçenlerde yine Moda'ya gittik arkadaşımla. Oradan bir başladık yürümeye bir baktık ki Fenerbahçe stadına gelmişiz. Buradan da devam edip Fenerbahçe Kalamış Sahili'ne kadar yürüdük.

Hem yürümenin hem de havanın biraz soğumasının etkisiyle acıktığımızı farkettik. Fenerbahçe Happy Moon's yani Köşk Happy Moon's'u görünce hadi yemek yiyelim dedik.

Ben soğuktan fotoğraf çekmeyi akıl dahi edememişim ama anlatayım. İsterseniz köşk tarafında isterseniz de hemen yolun karşısında yat limanının orada yolun kenarında yiyebiliyorsunuz. Biz yolun kenarında yiyelim dedik. Keşke demeseydik çünkü donduk.




 Soğuktan menüyü bile düzgün çekememişim siz düşünün artık ne halde yemek yedim.



 Tercihimi Jumbo Chicken'dan yana kullandım. İki katlı Tavuk Bonfile arasında jambon ve kaşar var. Ayrıca bolca barbekü sos kullanılıyor. Yanında da patates, haşlanmış sebze ve safranlı pilav getiriyorlar.

 Pilavdan başlamak gerekirse berbattı. Kaskatıydı aşırı diri bırakılmış pirinçler.
 Haşlanmış sebze özellikle karnabahar benim hayatımın aşkı diyebiliriz. Üstünde de çok hafif bir sarımsak tadı aldım.Benim için sorun değil.



Jumbo Chicken'a gelirsek eğer tavuklar iyi pişmişti. Ben az pişmiş et ve tavuktan nefret ederim. Başta da dediğim gibi barbekü sosu yoğundu eğer sevmiyorsanız ağır gelecektir. Kaşar ve jambon olayına gelecek olursak açıkçası jambon 1 dilim olunca öyle çok da bir fark olmuyor. Hani 2-3 dilim olsa tadını fark edebiliriz ama ince 1 dilimi fark etmek pek mümkün değil. Kaşar da tam erimemişti bence. Biraz daha erise daha mı iyi olurdu ona da karar veremiyorum. Çünkü kaşarlı yemekler bana genelde ağır gelir ve bu da ağırlaşmaya çok müsait bir yemek.

Genel olarak aslında doyurucu bir tabaktı.

Peki B tekrar gider misin derseniz hayır. Hayır çünkü Fenerbahçe sahildeki diğer yerleri de keşfetmek istiyorum.

 Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Cherrybean Coffees/Moda

Şu İstanbul'da Moda sokaklarında gezinmek kadar sevdiğim başka bir şey yok sanırım. Sokakları gezip oradaki kafeleri keşfetmek sizce de eğlenceli değil mi?



 Yoldan geçerken hemen girişteki oturma yerleri gözümüze takıldı. Hava da güzel olunca hadi oturalım dedik ama asıl güzellik sonrasındaymış. Kendileri butik bir kahveciymiş. Sanırım bir başka şubesi de Galata'da varmış. İçeri girip siparişi verdikten sonra arkada bir bahçesi olduğunu gördüm. Madem böyle bir güzellik var neden bunu değerlendirmeyelim değil mi?




 Görebileceğiniz gibi kara tahta üzerine yazılmış bir menüleri var ve self servis. Arkadaşım Filtre Kahve aldı ben de Buzlu Karamel Mocha aldım. Fiyat olarak Starbucks'tan farkı yok. Mocha'nın tadı bana nedense her yerde aynıymış gibi geliyor ama arkadaşım filtre kahvesinin gerçekten iyi olduğunu söyledi.



 Kasanın önünde ödeme yaparken bir baktık ki kekler var. B durur mu hemen gözüme kestirdim bir tanesini. Kahveleri beklerken kedinin ciğere baktığı gibi baktığımı gören arkadaşım hadi gel alalım dedi. Öncelikle kekin adı Dark Side'mış. Kendisini bi 10 saniye ısıtıp servis ettiler. Üstündeki çikolata eriyor ama hani nasıl anlatsam suffledeki gibi aşırı erimiş bir çikolata yok ama puding kadar katı bir kıvamı da yok. Birazcık ağır da olsa afiyetle yeniyor.



 Bahçesinin tam fotoğraflarını çekemedim çünkü çok sakin bir ortamı vardı insanları rahatsız etmek istemedim. Bahçede banklar ve tabureler vardı. Sandalye falan hayal etmeyin yani. Binaların arkasında üstünüzde ağaç dallarının olduğu sakin bir bahçe..



Ayrıca fotoğrafta görebileceğiniz üzere bir de kütüphanesi var. Kütüphaneden kitap almak istiyorsanız 1 kitap koymak zorundasınız, bir nevi takas diyebiliriz.

Ayrıca çok fazla ders çalışan da vardı. Eğer bu tür kafelerde ders çalışabiliyorsanız, ki ben hiç çalışamam, önerebilirim.

Peki B tekrar gider misin derseniz eğer tekrar yolum düşerse uğrayabilirim ama yeni yerler de keşfedebilirim.

 Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Ortaköy Mantı Evi/Ortaköy

Ortaköy deyince eminim hepinizin aklına ya kumpir ya da waffle geliyordur. Bana sorarsanız benim aklıma mantı geliyor.

2 sene önce Ortaköy'de takıcıların arasından geçerken tesadüf eseri Ortaköy Mantı Evi'ni görüp içeri girdik. İyi ki girmişiz diyorum.




Küçük bir dükkan burası ama dışarıda yediğiniz içi soya fasulyesiyle doldurulmuş fabrikasyon mantıları yok.Yani bildiğiniz aile işletmesi.



Menüde görebileceğiniz üzere fiyatlar çok abartı değil. Hatta kıymalı bir mantıya göre normal bile diyebilirim.

Mantıdan bahsedecek olursak dediğim gibi kıymalı mantı. Pişimi ise gayet iyi aşırı hamurlaşma yok. Ben mantıyı görüp fotoğraf çekmeyi unutup hemen naneyi döktüm yoksa naneli gelmiyor. Hem sarımsaklı hem de sarımsaksız yoğurt seçenekleri bulunuyor. Gönül sarımsaklı yemek isterdi ama dışarıda olduğumda soğan ve sarımsak yiyemiyorum.

 Her ne kadar bu gittiğimde yememiş olsam da önceden hem etli yaprak sarmasını hem de içli köftesini denemiştim. Ben sanırım kızartılmış içli köfteyi çok sevmiyorum. Biraz kuru geldi bana. Ha yenmez mi derseniz tabi ki yenir. Etli yaprak sarmasını da beğenmiştim gayet lezzetliydi ama yine de öncelikli tercihim zeytinyağlı yaprak sarması olur.

 Peki B tekrar gider misin derseniz eğer tabi ki giderim. Çünkü şimdilik İstanbul'da daha iyi bir mantı yemedim.

 Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Happy Moon's/ Bahariye Caddesi

Siz sormadan ben söyleyeyim: evet yine hamburger yedim.

Bir sonraki lezzetim söz hamburger olmayacak.

Dün Kadıköy'e yolumuz düşünce yemek için Happy Moon's'a gidelim dedik. Bugüne kadar hep kahvaltı için gidip tıka basa doyarak ayrılmıştık. Ayrıca çalışanları her zaman çok kibar davranmıştı. Açıkçası bu benim tercihimi etkileyen bir durum. 

Ben yine hamburgerleri görünce dayanmadım. Bu sefer tercihimi Robin Hood Burger'den yana kullandım arkadaşımsa her zamanki gibi Cheese Burger tercih etti. Robin Hood Burger'de içinde ekstra olarak jambon ve mantar bulunuyor.

 İlk olarak hoşuma gitmeyen şöyle bir durum oldu: 120 gr ve 200 gr seçeneklerimiz var dediler. Her yerde böyle bu çok normal ancak 120 gr'da Pınar'ın burger köftesini 200 gr'da bizim özel köftemizi kullanıyoruz dedi. Bu durum bana mantıksız geldi. Ya köfteyi siz yapın gramajı düşük olsun ya da hiç bulaşmayın bu işe. Biz yine de 200 gr istedik.

Hamburgerin yanında patatesi, salatası ve 2 adet soğan halkası da geliyor. Hamburgeri hakkında yorum yapmak gerekirse 10 üzerinden en fazla 5 alır. Belki de mantar tadını bozduğu için beğenmemişimdir emin olamıyorum. Arkadaşımın da çok beğenediğini söyleyemem.

 Asıl felaket ise soğan halkasıydı:

Ben soğan halkasını çok severim. Hani patates yerine hepsi soğan halkası da olabilir. Happy Moon's'un soğan halkası ise rezaletti. Yediğim şey bildiğiniz un halkası gibi bir şeydi. Aşırı ağır bir un tadı vardı ayrıca yeni kızartılmamış hatta bildiğiniz bayattı. Yiyemeden bıraktık soğan halkalarını. 

Fotoğrafını çekmeyi unutmuşum ama haftaiçi 12:00-15:00 arasında %20 indirim varmış. Bu indirim haftasonları, kahvaltı,alkol ve et ürünleri için geçerli değilmiş.

 Peki B tekrar gider misin derseniz eğer sanırım giderim. Kahvaltısının hatrına giderim. Diğer öğünler için tekrar gitmem.

 Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Black Angus/Tophane

Hamburger yemekten bıkmadın mı dediğinizi duyar gibiyim, hemen cevap vereyim: vallahi de bıkmadım. Kaliteli yapılmış bir hamburgerin yerini tutabilecek tek şey zeytinyağlı yaprak sarmasıdır benim için.

Black Angus'a gelecek olursak, bir hocam gittiğini ve beğendiğini anlatmıştı ben de gidip deneyim sizlerle paylaşmak istedim. 

Hemen menüye bakacak olursak, et olarak 120-200-240-400 gr seçenekleri var. Ayrıca papatesler de hamburgerle servis ediliyor. Diğer yerlere nazaran 120 gr ve 200 gr arasında 2-3 tl'lik bir fark var. Şahsen böyle bir durumda benim tercihim 200 gr olur.

Benim tercihim içinde füme et olması sebebiyle Black Burger'den yana oldu.Size şunu diyebilirim ki uzun zamandır yediğim en iyi burgerdi. Kaliteli et kendisini farkettiriyor gerçekten.

 Arkadaşım Cheese Burger almıştı ve keşke ben de Black Burger alsaydım dedi. Füme et gerçekten yakışmıştı.

 Patatesleri de güzeldi bazen öyle yerler oluyorki sanki saman yiyormuş gibi hissediyorum. Allahtan burada öyle bir şey yoktu.

 2 kişi toplamda 58 tl ödedik. Karaköy'deki yağ içindeki makarnaya 24 tl ödedikten sonra bu lezzete bu fiyat normal geldi.

 Tekrar gider misin derseniz eğer evet giderim, hatta koşa koşa giderim.

 Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

 Haritada görmek için;

Beltur/ Gülhane

Gülhane- Sultan Ahmet taraflarına yolunuz düşerse eğer size önerebileceğim yerlerin başında sanırım Beltur Gülhane Tesisleri geliyor.

Gülhane Parkı'ndan giriş yaparsanız hemen ilerde solda sizi fotoğraftaki gibi bir yer karşılıyor. Yeşilliğin içinde yaz kış oturabileceğiniz bir bahçesi var.

Yemeklerden bahsedecek olursak lezzetli olduğunu söylebilirim aynı zamanda pahalı da değiller.

Menüde görebileceğiniz gibi isimler sanki eski saray yemekleriymiş gibi adlandırılmış ve aynı zamanda yemeklerde bolca baharat kullanılıyor.Sanırım tarihi bir yerde olduğu için eski saray havası ve yemeklerinin tadı verilmek istenmiş. Yakın zamanda menülerini değiştirdikleri için menüde yazmasa da Toyga Çorbası diye bir şey vardı. O nasıl efsane bir çorbadır. Özellikle kış günlerinde tercih edilebilecek en iyi şey diyebilirim.

İlk olarak Antep Usülü Erişteli Mahlita Çorbası aldık.İsminin böyle süslü olduğuna bakmayın eğer anneleriniz mercimek çorbasını patatesli yapıyorsa bu çorbadan bir farkı yok demektir. İçindeki ekstra sayılabilecek tek malzeme erişte olmuş. Toyga Çorbası kadar lezzetli olmasa da soğuk günlerde içinizi ısıtacak bir çorba.

Daha önceleri geldiğimde içliköfte de yemiştik. Tekrar menüye baktığımızda göremedik, garsona sorduğumuzda onun yerine Arefe Köftesi yapıldığını söyledi. Görünüş olarak çok benzerler içliköfteyle ama iş lezzete geldiğinde farklılaşıyor. Arefe köftesinin içinde içliköfteden farklı olarak anason- evet doğru okudunuz- toz tarçın ve kakule bulunuyor. Ayrıca fotoğrafta görebileceğiniz gibi süzme yoğurt ile servis ediliyor. Aslında baharatlardan genel olarak rahatsız olmayan birisi olarak sanki tarçın ve kakule işi biraz ağırlaştırmış gibi oldu. Tekrar tercih edeceğim bir lezzet değil malesef.
 

Gelelim son lezzetimize, Etli Saray Mantısı. Benim gibi mantı olsun da taştan olsun grubuna dahilseniz tabiki seversiniz. Yine de mantının eksik bulduğum noktası salçalı sosunun pek sos gibi olmayışı. Yine de göz ardı edilebilecek bir durum.

 Genel değerlendirmeye gelirsek pahalı olmayan, yemeklerinin sunumuna önem veren bir yer.Daha önce dediğim gibi tarihi bölgede olmasının etkisiyle hem yemeklere saray yemeklerinin adları verilmiş hem de sunumlarını buna uygun yapmaya çalışıyorlar. Kesinlikle gelin diye önermem sadece yolunuzun üstündeyse uğrayabileceğiniz bir yer. Bana tekrar gelir misin diye sorarsanız eğer, evet gelirim. Yaşadığım yere yakınlığı sebebiyle bir pazar yürüyüşü sırasında uğrayıp yemek yiyebilirim. 

Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

Haritada görmek için;

Muhit/ Karaköy

Karaköy'ün ne kadar ünlü olduğunu bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum. Ben aslında çok sevmesem de geçenlerde bir arkadaş buluşması için Karaköy'de toplandık.
İş çıkış saati insan aç olunca yemeklere saldırıyor tabi hemen.

Karaköy'de daha önce bir arkadaşımla Muhit'e gitmiştim. Genel olarak memnun kalmıştık ta ki yeniden gidene kadar.

Karaköy biraz popülerliğinin etkisiyle birlikte fiyatları fazla şişirilmiş sanırım.

Zaten menüye baktığınızda da fiyatları göreceksiniz. Ben arka sayfasını çekmeyi unutmuşum ama size şöyle söyleyeyim bir çay 4,5 tl.

Bir makarnesever olarak Kremalı Tavuk Fettucini yemek istedim. Yemeğin gelmesi 20 dakika sürdü. Makarnayı kendileri açıp kesseler bu kadar uzun sürmezdi sanırım. Ne çok dolu ne de çok boş bir tabak geldi. Peki B sen bu makarnayı beğendin mi derseniz, hayır derim. Açlıktan makarnanın hepsini bitirdim ama tabakta resmen 1 parmak yağ kaldı. Hani siz makarnayı direkt olarak yağa mı batırdınız demek istedim.

Dürüst olmak gerekirse bu makarnaya ödediğim 24 tl ile evde 4 kişilik makarna yapardım.Hatta çok daha iyisini yapardım.

Tekrar gider misin sorularını duyuyor gibiyim. Cevap vereyim: evet giderim. Giderim ama yemek yemem;çay kahve içerim.Çünkü genel olarak çalışanları ve ortamı iyiydi.

Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

Haritada görmek için;


 

Shake Shack/ Akasya AVM

Bugün size çok güzel bir yerle gelmek isterdim ama malesef hayatımda yediğim en kötü hamburgeri anlatmaya geldim.
Geçenlerde Akasya AVM'de işimiz vardı, acıkınca bir şeyler yiyelim dedik. Shake Shack'i görünce girmek istedim. Aslında tereddüt etmedik değil çünkü Taksim şubesini için çok kötü olduğunu duyup her seferinde vazgeçtik. Keşke girmeseydik.

Ne yediğimize gelirsek: ben ShackBurger yedim, bildiğiniz klasik hamburger; arkadaşım ise Shock Stack yedi. Shock Stack'e gelecek olursak içinde bildiğimiz klasik hamburgerin içinde çıtır kızarmış Portobello mantarı var.İçinde Portobello mantarı böyle sanki farklılık katacakmış gibi görünse de zaten ağır olan hamburgeri daha da ağırlaştırdı.

Fiyatlarından konuşmak gerekirse verdiğimiz tek kuruşa değmedi.Gidip Burger King vb. bir yerden yeseydik daha çok değerdi. Shackburger 15.50 tl, Shake Stack ise 25 tl, patates kızartmalarının tanesi 6.50 tl,içeceklerin tanesi 6.75 tl. Yani toplamda 67 tl'ye rezalet bir yemek yemiş oldu.

Yeni lezzetler için takipte kalın. (B)

Gazoz Kapaa /Çapa

Çapa veya Cerrahpaşa öğrencisi değilseniz tahminimce Gazoz Kapaa'nı duymamışsınızdır.
Olsun gelin ben anlatayım,

Kapıdan girer girmez sizi ''Memleket Gazozları'' karşılıyor. Hindistan cevizli gazozdan damla sakızlı gazoza kadar tam olarak 30 çeşit gazoz bulunuyor.

Dilerseniz yemekle birlikte menü şeklinde gazoz alabiliyorsunuz dilerseniz de bağımsız şekilde alabiliyorsunuz.

Eğer gazozları menüden bağımsız almak isterseniz size bir kart veriyorlar. Bu kartla birlikte alacağınız her 5 gazozdan sonra size 1 gazoz hediye ediyorlar. 

Ben bugün tercihimi Frambuazlı'dan yana kullandım. Arkadaşım ise Hindistan Cevizli Gazoz istedi. Ben daha önce Damla Sakızlı ve Hindistan cevizli gazoz içmiştim.İkisini de içtikten sonra ağızda çok keskin bir tad bıraktıkları için tekrar içebileceğimi zannetmiyorum. Benim aksime arkadaşlarım Hindistan cevizli Gazoz'u çok beğendi. 

Bütün bu gazoz faslından sonra yemeklerine gelirsek fena değiller; ancak yeteri kadar iyi değiller.  Ben tercihimi hamburgerden yana kullandım. Daha önce hamburger yediğim yerlerle kıyarlarsak malesef sınıfta kalır. Çünkü hazır burger köftesi kullanıyorlar ve bu da yeterince lezzetsiz yapıyor. 

Yeni lezzetler için takipte kalın.  (B)

Haritada görmek için; 

Tıkıntı/Beşiktaş

Eğer Beşiktaş'a yolunuz düştüyse açsanız ve nerede yesek diye düşünüyorsanız size ilk önereceğim yer mutlaka Tıkıntı olur.

Çevredeki üniversitelerin öğrencilerinin uğrak mekanı olan Tıkıntı'nın aslında en bilinen lezzeti Portekiz Usulü Piliç. Her ne kadar evde kendim yapmaya çalışsam da Tıkıntı'da yediğim gibi olmadı malesef.

Portekiz Usulü Piliç havuçlu ve biberli beşamel sosu, patates püresi, salatası ve pirinç pilavıyla servis ediliyor. Ben biberli ve acılı yemeklerden çok hoşlanmadığım için sosunu bibersiz tercih ediyorum.


Eğer Portekiz Usulü Piliç tercih etmek istemezseniz yine birçok alternatif bulunuyor.

Hem fiyatları açısından hem de çalışanlarının güler yüzü sayesinde her zaman memnun ayrıldım. 

Ayrıca eklemeden geçmek istemedim her zaman çay ikramları oluyor. 

Yeni lezzetler için takipte kalın.  (B)

Haritada görmek için; 

Virginia Angus/ Eminönü

Eğer hamburger yemeyi seviyorsanız mutlaka Virginia Angus'u duymuşsunuzdur. Yok ben duymadım diyorsanız kendileri 2011 yılında Eminönü'nde ilk şubelerini açmışlar. Türkiye'ye ilk defa nitelikli angus yetiştiriciliğini de onlar yapmış.

İşin hikaye kısmını geçtikten sonra, ulaşımdan bahsedeyim biraz. Dilerseniz Kabataş-Bağcılar tramvay hattında Sirkeci veya Eminönü istasyonlarında inebilirsiniz. Karşıdan geliyorsanız Sirkeci Marmaray İstasyonu'nda inebilirsiniz.



Yerini bulduktan sonra sizi şöyle bir manzara karşılıyor;

Mekanın küçük göründüğüne bakmayın. Masalar dip dibe de olsa rahatça sığabiliyorsunuz. 

Fotoğrafta boş göründüğünün farkındayım ama garsonların anlattığına göre insanlar genelde oturabilmek için sıra bekliyorlarmış.

Masaya oturur oturmaz garsonlar hemen menüyü getirip masayı sizin için hazırlıyor. 

Menüye göz atacak olursak,

Fiyatlar genel olarak yüksek ancak İstanbul için düşünecek olursak bu tür bir mekan için normal geliyor. Rakiplerine ve muadillerine baktığımızda belki biraz daha uygun fiyatlı diyebiliriz. Ha daha uygun fiyatlısı yok mu tabi ki var; ancak uygun fiyatlı olunca içindeki malzemelerde değişiyor.

Yaklaşık 7-8 dakikalık bir beklemeden sonra hamburgerlerimiz geldi. 

Ben 120 gr Lokum Burger aldım.Hamburgerin yanında baharatlı patates kızartması da geliyor. Bu hali benim için doyurucu oldu. 

Fiyat/performans olarak değerlendirdiğimde açıkçası beni yeteri kadar tatmin etmedi. O fiyata sanki daha lezzetli olabilirdi. Virginia Angus'a benzer birçok alternatif var, onları da denedikten sonra en lezzetlisi hangisi karar vereceğim. 

Yine de gidip yemenizi tavsiye ederim. Belki lokum yerine başka bir şey tercih etseydim daha çok memnun kalırdım.

İleri bir tarihte tekrar gidip deneyeceğim. 

Yeni lezzetler için takipte kalın.  (B)

Haritada görmek için;